selin_1

 
Rejestracja: 2011-03-20
Bulunduğun yer..........Seni memnun etmiyosa .......Yerini değiştir :)AĞAÇ DEĞİLSİN :) jim RHON..
Punkty48więcej
Następny poziom: 
Ilość potrzebnych punktów: 152
Ostatnia gra
Okey

Okey

Okey
6 lat 149 dni temu

ya bırak bu işleriii:))))

http://youtu.be/eZF2V40NaZI


yorumsuz:)))


  • Bir üniversitenin kütüphanesinde oğlan kızın masasına
    yaklaşarak yavaşça sorar: "Yanınıza oturabilir miyim?"

    Kız, yüksek sesle yanıt verir:
    "GECEMİ SİZİNLE BERBAT ETMEK İSTEMEM!.."

    Kızın sözlerini herkes duymuş, başlarını kaldırmış,
    dik dik ayaktaki oğlana bakmaktadırlar...
    Oğlan çok utanır ve hiçbir şey diyemeden,
    şaşkın şaşkın kendi masasına geri döner...
    ...
    Birkaç dakika sonra kız yerinden sessizce kalkar,
    oğlanın masasına yaklaşır ve ona yavaşça şöyle der:

    "Ben psikoloji öğrencisiyim; demin,şaşıran bir erkeğin nasıl
    tepki vereceğini öğrenmek istemiştim;
    bu arada sizi de herkesin önünde biraz
    utandırdım sanırım, özür dilerim!"

    Bu kez oğlan onu yüksek sesle yanıtlar:
    "BİR GECELİĞİNE 200 DOLAR MI?.. ÇOK PARA!.."

    Oğlanın dediklerini de yine herkes duymuştur
    ve bu kez ayaktaki kıza dik dik bakmaktadırlar ki,
    oğlan şoka girmek üzere olan kızın kulağına yaklaşıp şöyle fısıldar:

    "Ben de hukuk öğrencisiyim:
    çevreye birini suçluymuş gibi nasıl gösterebilirim
    öğrenmek istemiştim, özür dilerim!"

 


eyyy askkk:):):)

Bekar imam köyde

aşık olduğu kızı istetmiş

 ama vermemişler..

namaz vakti gelince

mikrofona

             sıradaki ezanı

    sevipte kavuşamayanlar

        için okuyorum .

     demiş    :)))))))) 


harika sözler ve harika bir yorum...

    Attila İlhan Ben Sana Mecburum Şiiri Sözleri

Ben sana mecburum bilemezsin

Adını mıh gibi aklımda tutuyorum

Büyüdükçe büyüyor gözlerin

Ben sana mecburum bilemezsin

İçimi seninle ısıtıyorum

Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor

Bu şehir o eski İstanbul mudur?

Karanlıkta bulutlar parçalanıyor

Sokak lambaları birden yanıyor

Kaldırımlarda yağmur kokusu

Ben sana mecburum sen yoksun

 

Sevmek kimi zaman rezilce korkudur

İnsan bir akşamüstü ansızın yorulur

Tutsak ustura ağzında yaşamaktan

Kimi zaman ellerini kırar tutkusu

Birkaç hayat çıkarır yaşamasından

Hangi kapıyı çalsa kimi zaman

Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu

 

Fatihte yoksul bir gramofon çalıyor

Eski zamanlardan bir Cuma çalıyor

Durup köşe başında deliksiz dinlesem

Sana kullanılmamış bir gök getirsem

Haftalar ellerimde ufalanıyor

Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem

Ben sana mecburum sen yoksun

 

Belki Haziranda mavi benekli çocuksun

Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor

Bir şilep sızıyoryenisarkisozunet ıssız gözlerinden

Belki Yeşilköy`de uçağa biniyorsun

Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor

Belki körsün kırılmışsın telâş içindesin

Kötü rüzgâr saçlarını götürüyor

 

Ne vakit bir yaşamak düşünsem

Bu kurtlar sofrasında belki zor

Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden

Ne vakit bir yaşamak düşünsem

Sus deyip adınla başlıyorum

İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin

Hayır başka türlü olmayacak

Ben sana mecburum bilemezsin…

 

 


sevgisiz ve ümitsiz kalmayın:)))

İkinci bebeği olacağını öğrenince çok sevindi. 3 yaşındaki oğlunu doğacak kardeşi için hazırlamaya başladı…

Bebeğin kız olacağı anlaşıldı. Oğlu annesinin karnındaki kardeşine her gün şarkı söyledi. Kardeşini daha görmeden bir sevgi bağı oluştu.
...


Zamanı geldi, doğum sancıları başladı. Fakat bir sorun vardı. Doktorlar çaresizdi. Bir sezaryen ameliyatı gerekiyordu.


Ameliyat çok zor geçti. Sonunda bebek doğdu. Bebeğin durumu ciddiydi.

Bebek, yoğun bakım ünitesine kaldırıldı. Günler geçtikçe küçük kızın durumu kötüye gidiyordu. Doktorlar üzgündü, çocuğun kurtulma ümidi yoktu. Bebekleri için evlerinde bir oda düzenlemişlerdi. Şimdi, cenaze için hazırlanıyorlardı.

Oğulları, kız kardeşini görebilmek için yalvarıyordu.

-Kardeşime şarkı söylemek istiyorum- diyordu.

Ama yoğun bakım ünitesine çocukların girmesi yasaktı.

Sonunda kadın kararını verdi. Bebeği nasıl olsa ölecekti. Çocuğunun kardeşini görmesini engellemeyecekti. Ne yapıp edip çocuğu içeri sokacaktı.

Oğluna, oldukça büyük gelen bir ziyaretçi giysisi giydirdi ve yoğun bakım ünitesine soktu. Çocuk yürüyen bir çamaşır torbası gibiydi. Başhemşire onun bir çocuk olduğunu fark etti.

-O çocuğu içeri sokamazsınız- diye uyardı.

Kadın başhemşireye dönerek bağırdı:

-Oğlum kız kardeşine şarkı söylemeden buradan çıkmayacak.

Oğlunu kız kardeşinin yatağına götürdü.

Küçük kız yaşam savaşını yitirmek üzereydi. Çocuk, bir süre kardeşinin yüzüne baktı. 3 yaşındaki bir çocuğun saf, temiz, pırıl pırıl sesiyle şu şarkıyı mırıldandı:

-Sen benim gün ışığımsın, tek gün ışığım, gökyüzü griyken beni mutlu edersin.

Küçük kız bu sesi tanıdı, aniden tepki verdi. Kalp atışları düzelmeye başladı. Annesi:

-Şarkıyı sürdür- dedi oğluna. Küçük çocuk devam etti:

-Seni ne çok sevdiğimi asla bilmeyeceksin, lütfen gün ışığını benden alma bebeğim.

Çocuk şarkıyı sürdürdükçe, bebek, kesik kesik nefes almasını hızlandırdı. Annesi, göz yaşları içinde:

-Devam et oğlum- dedi.

-Geçen gece uyurken rüyamda seni kollarıma aldığımı gördüm bebeğim.

Şimdi, onu içeri almak istemeyen hemşirenin yüzü de gözyaşları içindeydi.

Bütün hastane personeli, doktorlar başlarına toplanmıştı. Annesi de coşkuyla şarkıya katıldı.

-Seni ne çok sevdiğimi asla bilmeyeceksin bebeğim. Lütfen gün ışığını benden alma.

Anne, oğul şarkılarını sürdürdü. Ve küçük kız birkaç gün sonra iyileşti. Abisine, annesine, odasına kavuştu.

Sevdiğiniz insanlar için ümidinizi kesmeyin.

Sevgisiz, ümitsiz kalmayın.

Söz yürekten çıkarsa yüreğe gider. Dilden çıkarsa kulağı aşamaz.