Okumaniz bitince isi-gücü birakin ve 10-15 saniye düsünün;bu kadar çirpinmanin sonunda çevremizde bir kisiyi dahi mutlu edemiyorsak bir sorun var demektir.Bazen bize küçük gelen ayrintilar;karsimizdakini ömrünün sonuna kadar mutlu edebiliyor.........
KÜÇÜK ITFAIYECI
Anne, alti yasindaki lösemiyle savasan ogluna bakarken dalip gitmisti. Kalbi, aci içinde olmasina ragmen,kararlilik duygusunun da etkisini hissediyordu.Her ebeveyn gibi o da oglunun büyümesini ve umutlarini gerçeklestirmesini istemisti. Ama bu, artik mümkün degildi. Löseminin buna firsat tanimasi olasi degildi. Oysa o oglunun hayallerini gerçeklestirmesini istiyordu. "Bora! Büyüyünce ne olmak istedigini hiç düsündün mü? Hayatinda neler olmasini diledigin ve hayal ettigin oldu mu? diye sordu. Annecigim, ben büyüyünce hep itfaiyeci olmak istedim". Anne, gülümsedi ve.. "Dilegini gerçeklestirebilecek miyiz bir bakalim" dedi. Daha sonra, Ankara'daki itfaiye müdürlügüne gitti ve orada yüregi en az Ankara kadar büyük itfaiyeciler ile tanisti. Ona oglunun sonisteginden söz etti ve oglunun itfaiye arabasina binip sehirde küçük bir tur atmasinin mümkün olup olmadigini sordu. "Bundan daha iyisini de yapabiliriz.Eger oglunuzu Çarsamba sabahi saat yedide hazir ederseniz, onu o gün seref konugu yapar,itfaiyeci kimligine büründürürüz. Bizimle itfaiye müdürlügüne gelir, bizimle yemek yer, yangin söndürmeye gelir. Hatta bize ölçülerini verirsen, ona üzerinde Ankara itfaiyecilerinin kirmizi renk üzerine islenmis ambleminin oldugu gerçek bir itfaiyeci kostümü diktirir, lastik botlari ismarlariz. Hepsi Ankara'da üretiliyor." Üç gün sonra, itfaiyeci Bora'yi aldi, ona elbisesini giydirdi, ve hasta yatagindan itfaiye arabasina kadar eslik etti. Bora, itfaiye arabasina kuruldu ve müdürlüge dogru yol almaya basladi. Kendini çok mutlu hissediyordu. O gün Ankara'da tam üç yangin ihbari olmustu. Degisik itfaiye arabalarina, hatta itfaiye Müdürlügünün özel arabasina da binmisti. Yerel televizyonlar da onu izleyip, çekmislerdi. Hayallerinin gerçek olmasi, gösterilen sevgi ve ilgi, Bora'yi o kadar etkilemisti ki,doktorlarin söylediginden tam alti ay daha fazla yasamisti. Bir gece bütün yasam belirtileri dramatik bir sekilde yok olmaya baslayinca, hiç kimsenin yalniz ölmemesi gerektigine inanan bashemsire, aile bireylerini hastaneye çagirdi. Daha sonra Bora'nin itfaiyede geçirdigi günü hatirladi ve itfaiye müdürlügüne telefon açip Bora'nin bu dünyaya veda ederken yaninda, özel kiyafetleri içinde bir itfaiyecinin bulundurulmasinin mümkün olup olamayacagini sordu. Itfaiye Müdürü; "Bundan daha iyisini de yapabiliriz. Bes dakika içinde oradayiz. Bana bir iyilik yaparmisiniz? Sirenlerin çaldigin duydugunuzda, yangin olmadigi anonsunu yaptirabilir misiniz? Sadece itfaiyecilerin önemli bir meslektaslarini ziyarete geldiklerini söyleyiniz. Ve lütfen onun odasinin penceresini açiniz" diye yanitladi. Yaklasik bes dakika sonra hastaneye çengel ve merdiven tasiyan kamyonet ulasti. Merdiveni açti ve Bora'nin 5.kattaki odasina dogru yaklasti. Tam on dört itfaiyeci Bora'nin odasina tirmandilar. Annesinin izniyle onu kucakladilar ve ona onu ne kadar sevdiklerini söylediler.Ölümle pençelesen Bora itfaiye müdürüne bakti ve; "ben simdi gerçekten itfaiyeci miyim?" diye sordu. "Bundan süphen mi var Bora?" diye yanitladi müdür. Bu kelimelerden sonra Bora gülümsedi ve gözlerini sonsuza dek kapatti. Belki unuttunuz, belki hatirlamiyorsunuz,belki de çok duygusuz, çok kati oldunuz; Ama bilin ki ; HAYAT; SEVGI VE UMUT SAÇMAKTIR. Eger bunu okuyunca gözleriniz dolmuyorsa sizin için yapilacak birsey kalmamis demektir... Yok eger doluyorsa o zaman sevdiklerinizin kiymetini bilin, tüm insanlari sevin ve gerçek sevginizi ortaya koyun. Kininizi unutun LUTFEN.SAYGILAR........
Allende11
antakya
Rejestracja:
NE GÜZEL ŞEY HATIRLAMAK SENİ. ÖLÜM VE ZAFER HABERLERİ İÇİNDEN. HAPİSTE VE YAŞIM KIRKI GEÇMİŞ İKEN